×
Önerim var
Türkiye Kaynakçası - kaynakca.hacettepe.edu.tr
Ana Sayfa
Kaynakça Nedir?
S.S.S
İletişim
×
Mesajınız başarıyla kaydedilmiştir.
Gönder
Üye Ol
ÜYE GİRİŞİ
Facebook ile giriş
Beni Hatırla
Üye Ol
|
Parolamı Unuttum
Doğrulama e-postası gelmedi
04 Mayıs 20:56
Yağız Gürleyen
Google Gemini
adlı esere bir yorum yaptı:
"Thomas Hunt Morgan (Zoolog,Genetik Profes..."
03 Mayıs 16:33
Rıdvan Enes Akçatepe
Muslihüddin bin Abdulgani (Müezzin Hoca) Vakfı
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 16:32
Rıdvan Enes Akçatepe
Muslihüddin bin Abdulgani (Müezzin Hoca) Vakfı
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 16:30
Rıdvan Enes Akçatepe
Muslihüddin bin Abdulgani (Müezzin Hoca) Vakfı
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 16:26
Rıdvan Enes Akçatepe
Muslihüddin bin Abdulgani (Müezzin Hoca) Vakfı
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 16:26
Rıdvan Enes Akçatepe
Muslihüddin bin Abdulgani (Müezzin Hoca) Vakfı
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 16:24
Rıdvan Enes Akçatepe
Muslihüddin bin Abdulgani (Müezzin Hoca) Vakfı
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 16:23
Rıdvan Enes Akçatepe
Muslihüddin bin Abdulgani (Müezzin Hoca) Vakfı
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 16:22
Rıdvan Enes Akçatepe
Muslihüddin bin Abdulgani (Müezzin Hoca) Vakfı
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 16:21
Rıdvan Enes Akçatepe
Muslihüddin bin Abdulgani (Müezzin Hoca) Vakfı
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 16:21
Rıdvan Enes Akçatepe
Muslihüddin bin Abdulgani (Müezzin Hoca) Vakfı
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 16:20
Rıdvan Enes Akçatepe
Muslihüddin bin Abdulgani (Müezzin Hoca) Vakfı
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 16:18
Rıdvan Enes Akçatepe
Muslihüddin bin Abdulgani (Müezzin Hoca) Vakfı
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 16:17
Rıdvan Enes Akçatepe
Muslihüddin bin Abdulgani (Müezzin Hoca) Vakfı
adlı eseri ekledi.
03 Mayıs 16:10
Rıdvan Enes Akçatepe
Vakfiyeleri Işığında II. Bayezid’in Eşi Bülbül Hatun Vakıfları
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 16:08
Rıdvan Enes Akçatepe
Vakfiyeleri Işığında II. Bayezid’in Eşi Bülbül Hatun Vakıfları
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 16:01
Rıdvan Enes Akçatepe
Vakfiyeleri Işığında II. Bayezid’in Eşi Bülbül Hatun Vakıfları
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 15:59
Rıdvan Enes Akçatepe
Vakfiyeleri Işığında II. Bayezid’in Eşi Bülbül Hatun Vakıfları
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 15:58
Rıdvan Enes Akçatepe
Vakfiyeleri Işığında II. Bayezid’in Eşi Bülbül Hatun Vakıfları
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 15:57
Rıdvan Enes Akçatepe
Vakfiyeleri Işığında II. Bayezid’in Eşi Bülbül Hatun Vakıfları
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 15:56
Rıdvan Enes Akçatepe
Vakfiyeleri Işığında II. Bayezid’in Eşi Bülbül Hatun Vakıfları
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 15:51
Rıdvan Enes Akçatepe
Vakfiyeleri Işığında II. Bayezid’in Eşi Bülbül Hatun Vakıfları
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 15:49
Rıdvan Enes Akçatepe
Vakfiyeleri Işığında II. Bayezid’in Eşi Bülbül Hatun Vakıfları
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 15:47
Rıdvan Enes Akçatepe
Vakfiyeleri Işığında II. Bayezid’in Eşi Bülbül Hatun Vakıfları
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 15:46
Rıdvan Enes Akçatepe
Vakfiyeleri Işığında II. Bayezid’in Eşi Bülbül Hatun Vakıfları
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 15:44
Rıdvan Enes Akçatepe
Vakfiyeleri Işığında II. Bayezid’in Eşi Bülbül Hatun Vakıfları
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 15:43
Rıdvan Enes Akçatepe
Vakfiyeleri Işığında II. Bayezid’in Eşi Bülbül Hatun Vakıfları
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 15:42
Rıdvan Enes Akçatepe
Vakfiyeleri Işığında II. Bayezid’in Eşi Bülbül Hatun Vakıfları
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 15:41
Rıdvan Enes Akçatepe
Vakfiyeleri Işığında II. Bayezid’in Eşi Bülbül Hatun Vakıfları
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
03 Mayıs 15:40
Rıdvan Enes Akçatepe
Vakfiyeleri Işığında II. Bayezid’in Eşi Bülbül Hatun Vakıfları
adlı eserin yaptığı bir atıf ekledi.
Biran
Biran
MERTAN
MERTAN
Paylaş
Kıbrıslı Yazar
Kıbrıslı Yazar
İstatistikler
Yorumlar
Aldığı Atıflar
Eserleri
Özgeçmiş
Doçent Doktor Emete Biran Mertan, Kıbrıs Türk kadınları arasında öne çıkan bir isim. Akademik alanda yaptığı çalışmalar ve sosyal yaşamdaki aktifliği ile dikkat çeken Biran Hanım, Fransız Hükümeti tarafından Lejyon Donör’den sonra verilen ikinci büyük nişan olan Ulusal Liyakat Madalyası ile ödüllendirilen ilk Kıbrıslı Türk kadını olma özelliğini taşıyor. Kuzey Kıbrıs’ta Fransız kültür ve dilinin gelişimine yaptığı katkılar ve bu dilde yaptığı çeşitli bilimsel çalışmalardan dolayı bu ödüle layık görülen Biran Mertan, Kıbrıs Türk Fransız Kültür Derneği Başkanı. Dünyaca bilinen bir ödüle değer bulunma onuruna sahip olan Biran Hanım, Kıbrıs Türk kadınının başarılı örneklerinden. 16 Mart 1961 yılında Lefkoşa’da dünyaya gelen Biran Mertan, üç kız kardeşin ortancası. Cumhurbaşkanlığı Protol Müdürü baba Hüseyin Musa Mertan ile ev hanımı anne Nergis Hanım’ın ortanca kızı Biran, sakin bir bebekliğin ardından yerinde duramayan hareketli bir çocuk olur. Ablasının okula başlaması ile birlikte kendi de ilkokula misafir öğrenci olarak gitmeye başlayan Biran’ın bu kararından vazgeçmeyeceğini gören öğretmenleri, 1 yıl öncesinden Biran’ı okula kabul ederler. Sınıfındaki arkadaşlarından bir yaş küçük olan Biran, derslerini hiç aksatmaz. İnsanları ve doğayı çok seven Biran’ın çevresi her zaman arkadaşları ile dolu olur. 60’lı yılların Lefkoşa’sında ovalarda ot toplamaya, bisiklet sürmeye bayılan Biran, erkek oyunu olarak biline futboldan da geri kalmıyordu.
Dolu dolu bir çocukluk yaşayan küçük Biran, okulunun da başarılı öğrencileri arasındadır hep. Derslerinde olduğu kadar sosyal faaliyetlerde de hep en önde olan Biran’ı tüm etkinliklerde görmek kimseyi şaşırtmaz.
Ailesi ile ilişkileri hep arkadaşça olan Biran, babasının geniş bakış açısı sayesinde özgür bir ortamda yetişir. ‘’Kız evlatlarının çok okuması gerekmez’’ diyen anne Nergis Hanım’ın aksine kızlarını okutmakta kararlı olan baba Hüseyin Musa Bey, onlara hep hoşgörüyle yanaşır. Pazar sabahları tüm ailenin toplandığı ve saatler süren kahvaltı sofralarında babaları ile yaptıkları sohbetleri hiç unutmaz Biran. Tam bir doğa tutkunu olan Biran hafta sonlarını aile büyüklerinin bulunduğu Esentepe ve Larnaka’da geçirir. Denize gitmeyi, doğada piknik yapmayı çok seven Biran ve kızkardeşlerinin en önemli gece eğlenceleri ise baba Hüseyin Musa Bey’in kemanı, Biran’ın gitarı ve piyano ile renklenen aile toplantılarıdır.
60’lı yıllarda Dışişleri Bakanlığı görevlisi olarak çalışan baba Hüseyin Musa Bey’in görevi dolayısıyla sürekli yabancı konuklarla birlikte olan Biran ve kardeşlerinin yabancı dil eğitimi çok küçük yaşta başlar. Anne tarafında geleneksel olarak alınan fransız eğitimi Nergis Hanım’ın kızlarında da öncelikli olur. Küçük yaşlarda Nergis Hanım’ın evde öğrettiği Fransızca ve İngilizce şarkılarla şiirler, bu alandaki ilk adım olur.
İlkokulun ardından ablası gibi St. Josef Fransız Okulu’nda eğitime başlayan Biran, 2. yılın sonunda 63 olayları ile birlikte eğitim için Türk Maarif Koleji’ne geçer. Fransızca eğitiminden sonra ingilizce eğitime geçen Biran’ın gönlünde hep fransızca yatar. Orta öğretimini tamamladığı Türk Maarif Koleji yılları Biran için çok önemlidir.
Çok iyi anlaştığı çok sevdiği arkadaşlara sahip olduğu bu yıllarda, hem okuldaki başarısı hem de sosyal yönüyle dikkat çeker. Gezmeyi eğlenmeyi seven Biran, tüm sosyal etkinliklerin organizatörüdür. Arkadaşlarıyla birlikte yaptıkları geziler, tavla oynamaya olan düşkünlüğü lise yıllarının güzel anılarıdır.
1978 yılında 16 yaşında Kolej’den mezun olan Biran, eğitimine Fransa’da devam etmeye kararlıdır. 1 yıl önce Fransa’ya eğitime giden ablasının ardından Biran da Fransa’ya gitmek için ailesinin onayını alır. Ancak yaşı 17’den küçük olduğu için babasının yazılı iznini isteyen Fransız Hükümeti, izin verilince Biran’ı kabul eder.
Paris’e 100 km uzaklıktaki Tour kentinde olan ablasının yanına giden Biran, Fransua Rabeles üniversitesinin biyoloji bölümüne yazılır. Ancak bir süre sonra biyoloji bölümünü değiştirmeye karar veren Biran, psikoloji bölümüne geçer. İnsanları çok seven Biran, psikolojide daha iyi olacağına inanmaktadır. Sanatçı ve yazarların yaşadığı bir bölge olan Tur kentinin doğasına hayran olan Biran, bu kentte yaşamaktan çok mutludur. Kendini birden bire çok farklı bir ortamda bulan Biran, Tur’u çok sever. Ablası ile kendisini her hafta sonu evlerinde konuk eden Yahudi asıllı Türk aile de Fransa’yı sevmesinde önemli rol oynar Biran’ın.
Kültürle yoğrulmuş bu yeni ortama kolayca uyum sağlayan Biran, fakültesine çocukluğundan beri sevdalı olduğu bisiklet ve daha sonra da motorla gidip gelmeye başlar. Bisikleti yaşamından hiç ayırmayan Biran, bisiklet yarışmalarının da vazgeçilmez müdavimi. Üniversite eğitimi boyunca yurtta kalan Biran, arkadaşları ile birlikte fotoğrafçılık ve sinema kulüpleri kurar.
Her zaman olduğu gibi üniversitede de bu çalışmaların mimarı Biran Mertan olur. Tam bir sinema aşığı olan Biran, boş zamanlarının çoğunu kültürel etkinliklerle geçirir. Kulüplerine davet ettikleri yönetmenlerle sohbetler düzenlediklerini anlatan Biran Mertan, bu arada fotoğraf sanatına da gönül verir. Eğlenceli ortamların yaşandığı kıyafet balolarının da organizatörü olan Biran’ın Tur’da da çok geniş bir arkadaş çevresi olur. Üniversitede başarılı bir öğrenci portresi çizen Biran, öğretmenlerinin de dikkatini çeker.
1983 yılında psikoloji bölümünden mezun olan Biran Mertan, Fransa’da kalarak eğitimine devam etmeye karar verir. Ancak ailesinin eğitimine destek verebilecek durumda olmaması Biran Hanım’ı yeni kararlar almaya yönlendirir. Tüm zorlukları göze alarak Fransa’da kalmaya karar veren Biran Mertan, kendine bir iş bulur. Tur’dan 100 km ötede Onje kentinde, tercüman olarak iş bulur Biran Hanım. Fransa Çalışma Bakanlığı’na bağlı, yabancı işçiler yardım bürosu adına çalışmaya başlayan Biran Mertan, Fransa’ya yerleşen Türk ailelerin ülkeye uyum sağlaması için önce kadınlara daha sonra da çocuklara çeşitli programlar düzenler. Part time olarak yaptığı bu işin yanında yaz aylarında da hemşire yardımcısı olarak çalışan Biran Hanım, master eğitimini de kendi üniversitesinde yapar. ‘’1. Bilimsel Annem’’ dediği Prof. Bulonje ile kreş ve anaokullarda çocuklar üzerine yaptıkları çalışmalar kariyerindeki ilk adımlar olur Biran Mertan’ın. Çeşitli araştırma çalışmalarına imza atan Biran Mertan, öğretmenlerinin takdirini kazanır. Master eğitiminin ardından Kıbrıs’a dönüp dönmeme arasında bocalayan Biran Hanım, maddi imkansızlıklar da yaşamaktadır. Tam bu günlerde kendisini çağıran Prof. Bulonje, verdiği bir referans mektubu ile Biran’ı Paris’e Uluslararası Fransız Araştırma Merkezi’ne gönderir. Seneris Laboratuvarında, 2. Bilimsel Annem dediği Madam Nadel’in yardımıyla, 1 haftalık bir staj ve hızlı çalışılan bir proje ile ‘’Genç Araştırmacı’’ olarak işe başlar Biran Mertan.
Tur kentinin doğal güzelliklerinin ardından Paris’in sisli ve kirli havasını hiç sevmeyen Biran Hanım, Tur’da yaşamaya devam eder. Her gün trenle gidip gelen Biran Mertan, bu arada yüksek lisans üstü diploması için de Sorbon Üniversitesi’ne başvurur. 1 yıllık eğitimin ardından, 30 kişilik sınıftan, doktora yapmaya hak kazanan 7 öğrenci arasında yer alan Biran Mertan, bu başarısını ailesine gururla bildirir. Anne ve babası, eğitimi için yılın tamamını Fransa’da geçiren Biran Hanım’ı bu başarısı üzerine Tur’da ziyaret ederler. Yıllar sonra ailesiyle tekrar biraraya gelen Biran Hanım, 2 güzel hafta yaşar. Ardından yaşayacağı acıyı bilmeden. Bu dönemde, Dışişleri Bakanlığı’ndan genç araştırmacı bursu da kazanan Biran Mertan, geleceğe umutla bakmaktadır.
Ailesinin Kıbrıs’a dönüşünün üzerinden 20 gün geçmeden Biran Mertan, çok sevdiği babasının ölüm haberini alır. Apar topar Kıbrıs’a gelen Biran Hanım, bir süre annesinin yanında kaldıktan sonra tekrar Fransa’ya döner. Yaşam devam etmektedir.
Paris’in tüm ihtişamına ve gizemine rağmen Biran Mertan, doktora çalışmaları sırasında da 200 km uzaklıktaki Tur’da yaşamayı tercih eder. Her gün kilometrelerce yolu göze alan Biran Hanım, bu arada sosyal alandaki aktivitelerine de devam eder. Çeşitli toplumsal dernekler yanında bu dönemde kadın hakları konusunda çalışmalar yapan, Üniversiteli Kadınlar Derneği’nde de üye olarak görev alır Biran Mertan. Kadın mücadelesinin dünyanın her yanında aynı olduğuna şahit olan Biran Hanım, doktora tezini alırken, dernekteki tüm arkadaşları kendisine kadınca desteklerini göstermek için yanındadırlar. Biran Mertan, Sorbon Üniversitesinde tamamladığı ve Gelişim Psikolojisine yeni bir yöntem kazandırdığı doktora tezini High Honour derecesi ile verir ve 1990 Ekiminde Kıbrıs’a döner.
Ülkesine hizmet heyecanıyla Kıbrıs’a dönen Biran Hanım, tam 1 yıl işsiz kalır. Bu zaman zarfında umudunu hiç kaybetmeyen Biran Mertan, ülkesinde ve ailesi ile olmaktan mutludur. 1991 yılında Yakın Doğu Üniversitesi’nde çalışmaya başlayan Biran Hanım, Psikoloji Bölümü’nün kurucusu olur. Bu arada, toplumsal yaşamda kadının daha iyi bir noktaya ulaşması için örgütlenmek gerektiğine inanan arkadaşları ile birlikte hareket eden Biran Mertan, Paris’te üyesi olduğu Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin Kıbrıs’ta da kurulmasına öncülük eder. 2 dönem boyunca derneğin genel sekreterliğini yürüten Biran Mertan, dernek tüzüğü için çalışma yaparak merkezi İsviçre’de bulunan dernekle yazışmaları yürütür. Üniversiteli Kadınlar Derneği’nde Kuzey Kıbrıs’ta ilk kez kadınlararası bir bisiklet yarışması düzenlenmesini organize eden Biran Hanım, yaşamının vazgeçilmezleri arasında olan bisikleti herkese sevdirmeyi amaçlar.
12 yıl yaşadığı Fransa’dan sonra ülkesine dönüş yapan Biran Mertan, toplumsal değerlerde yaşanan değişikliklerin, aile içi ilişkileri çok fazla etkilemediğini gözlemler. Bir Davranış Bilimcisi olarak toplumu gözlemlemeyi seven Biran Hanım, Kıbrıs Türk kadınının eğitim seviyesinin iyi bir düzeyde olduğunu ancak sosyal yaşamda kadının hak ettiği noktada olduğuna inanmadığını vurguluyor.
1993 yılında Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Öğrenim Kurulu’ndan doçentlik ünvanına hak kazanan Biran Hanım, akademik kariyerinde önemli bir noktaya ulaşır.
6 yıl boyunca Yakın Doğu Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanlığı’nı yürüten Doç. Dr. Biran Mertan, 1997 yılında Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne geçer.
Kariyerinin en üst noktalarında transfer olduğu DAÜ’de, Yönetim Kurulu kararı ile Psikolojik Danışmanlık Rehberlik ve Araştırma Merkezi’ni kurar. Şubat 1998’de hizmet vermeye başlayan Merkezin halen başkanlığını yürütmekte olan Biran Hanım, böyle bir merkezin Kuzey Kıbrıs’ta ilk kez DAÜ’de kurulduğunu anlatıyor. Üniversiteye yeni bir ortama gelen gençlere hem danışmanlık hem de yaşadıkları sorunlarda yardımcı olmayı hedefledikleri çalışmalarda başarıya ulaştıklarını anlatan Biran Mertan, çağdaş ülkelerde bu tür merkezlerin çok yaygın olduğunu ifade ediyor.
Doç. Dr. Biran Mertan, PDRAM’da danışmanlık, rehberlik ve çeşitli araştırma projelerini yürüttüklerini belirterek, üniversite öğrencileri ve çalışanları ile sınırlı olan çalışma gruplarında, günlük sorunların, sorun haline gelmeden bunlarla başetmek için ipuçları vermeye çalıştıklarını vurguluyor. Randevu yöntemiyle çalıştıklarını anlatan Biran Hanım, gizlilik ilkesi ile çalıştıklarını ve güvenilirliklerini çeşitli programlarla da desteklediklerini ifade ediyor. Öğrencilere sundukları hizmetleri orientasyon programları ile velilere de tanıttıklarını belirten Biran Mertan, üniversite içinde düzenledikleri çeşitli hizmetiçi programlarla da farklı birimlerle çalıştıklarını anlatıyor.
1997 yılından bu yana, PDRAM’ın başkanlığını yürüten Biran Mertan, aynı zamanda DAÜ’nün Fen-Edebiyat Fakültesi’nde psikoloji derslerine de giriyor. Geçtiğimiz dönemlerde 2 yıl boyunca üniversitenin Kadın raştırmaları Merkezi Başkanlığı’nı da yürüten Biran Hanım, şimdilerde PDRAM ile fakülte arasında mekik dokuyor. Merkezdeki göreviyle, öğretmenliğin çok farklı iki alan olduğunu vurgulayan Biran Hanım, iki sahanın birbirinden tamamen ayrı olduğunu ifade ediyor. Fakültedeki derslerinde öğrencilerini en iyi şekilde yetiştirmeye çalışan Biran Hoca, öğrencileriyle çok güzel diyaloglar kurmayı başarmış bir öğretmen.
Tüm bu yoğunluk içerisinde Biran Mertan’ı toplumun sosyal yaşamında güzel bir renk olan Fransız Kültür Derneği ile gönüllülük ilkesini önde tutarak hizmet vermeye çalıştığı Özel Eğitim Derneği’nde, SOS Çocuk Köyü’nde ve psikoloji alanında yaptığı çeşitli çalışmaların içinde görüyoruz.
2 dönemdir Fransız Kültür Derneği’nin Başkanlığı’nı yürüten Biran Mertan, Fransız dilini ve kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla yaptıkları çalışmalarda toplumsal açıdan maksimum faydayı elde etmeye uğraştıklarını anlatıyor. Özel Eğitime Muhtaç Çocuklarla ailelerinin örgütlendiği Özel Eğitim Derneği yararına çeşitli çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Biran Hanım, SOS Çocuk Köyü’nde de danışmanlık hizmeti veriyor.
Çocuklarla çalışmaktan sonsuz keyif aldığını vurgulayan Doç. Dr. Biran Mertan, psikolojik alandaki çalışmalarında da her zaman çocuklarla çalışmayı tercih ettiğini vurguluyor. Anne-bebek ilişkileri üzerine Türkiye’deki meslektaşları ile birlikte yürüttüğü bir çalışma içerisinde olduğunu anlatan Biran Mertan, bu araştırma ile bir Davranış Bilimcisi olarak evrenselliğe bir katkı koymayı hedeflediğini ifade ediyor. Bir Gelişim Psikoloğu olarak 0-3 yaş arası çocuklarla gerçekleştirdiği çalışmalarını gençlerle tamamladığını belirten Biran Mertan, çalışmalarının sonuçlarını aileler ile paylaştığını da vurguluyor.
Öğrencilik yıllarından itibaren başarılı çalışmalara imza atan Biran Hanım, çeşitli sempozyumlar ve konferansların da davetlisi olmuş her zaman. Özellikle ülkemizde gerçekleştirdiği çalışmaları Batı’ya sunmaya çalışan Biran Mertan, evrenselliğin temsilcisi durumunda.
Boş zaman kavramına inanmayan bunu da en güzel şekilde gösteren insanlardan olan Biran Mertan, yine de kendine ayırabildiği anlarda, para, pul ve kartpostal kolleksiyonu yapmaktan, bahçe ile uğraşmaktan, bisikleti ile gezmekten ve fotoğraf çekmekten zevk alıyor. Ailesine zaman ayırmaya çalışan Biran Hanım, sevdikleriyle birlikte eğlenmekten, pikniğe gitmekten ve doğa yürüyüşleri yapmaktan asla vazgeçmiyor. Hayatının her döneminde varolan hayvan sevgisini de dile getiren Biran Mertan, şimdilerde güzel köpeklere sahip.
Geleceğe dair planlarına bakıldığında sadece mesleği ile ilgili projelerin varolduğunu gördüğümüz Biran Mertan, mesleki açıdan son dönemlerde en çok önem verdiği çalışmalardan birinin de Kıbrıs Türk Psikologlar Odası Yasa çalışması olduğunu vurguluyor. Yaşamının 2 boyutu olduğunu anlatan, Doç. Dr. Biran Mertan, akademik statüsü ile gönüllü dernek çalışmalarının yaşamı için vazgeçilmez olduğunun altını çiziyor.
Disiplinli ve planlı bir kişiliğe sahip olan Biran Mertan, Kıbrıs Türk kadınını evrensel boyuta taşımayı başarmış bir bilim insanı. Çalışmaları ile Kıbrıs Türk psikoloji bilimi ile birlikte Batı dünyasına, bu alanda katkı koyan isimler arasında yer alan Doç. Dr. Biran Mertan, kadının ve bilimin en başarılı temsilcilerinden.
Doçent Doktor Emete Biran Mertan, Kıbrıs Türk kadınları arasında öne çıkan bir isim. Akademik alanda yaptığı çalışmalar ve sosyal yaşamdaki aktifliği ile dikkat çeken Biran Hanım, Fransız Hükümeti tarafından Lejyon Donör’den sonra verilen ikinci büyük nişan olan Ulusal Liyakat Madalyası ile ödüllendirilen ilk Kıbrıslı Türk kadını olma özelliğini taşıyor. Kuzey Kıbrıs’ta Fransız kültür ve dilinin gelişimine yaptığı katkılar ve bu dilde yaptığı çeşitli bilimsel çalışmalardan dolayı bu ödüle layık görülen Biran Mertan, Kıbrıs Türk Fransız Kültür Derneği Başkanı. Dünyaca bilinen bir ödüle değer bulunma onuruna sahip olan Biran Hanım, Kıbrıs Türk kadınının başarılı örneklerinden. 16 Mart 1961 yılında Lefkoşa’da dünyaya gelen Biran Mertan, üç kız kardeşin ortancası. Cumhurbaşkanlığı Protol Müdürü baba Hüseyin Musa Mertan ile ev hanımı anne Nergis Hanım’ın ortanca kızı Biran, sakin bir bebekliğin ardından yerinde duramayan hareketli bir çocuk olur. Ablasının okula başlaması ile birlikte kendi de ilkokula misafir öğrenci olarak gitmeye başlayan Biran’ın bu kararından vazgeçmeyeceğini gören öğretmenleri, 1 yıl öncesinden Biran’ı okula kabul ederler. Sınıfındaki arkadaşlarından bir yaş küçük olan Biran, derslerini hiç aksatmaz. İnsanları ve doğayı çok seven Biran’ın çevresi her zaman arkadaşları ile dolu olur. 60’lı yılların Lefkoşa’sında ovalarda ot toplamaya, bisiklet sürmeye bayılan Biran, erkek oyunu olarak biline futboldan da geri kalmıyordu. Dolu dolu bir çocukluk yaşayan küçük Biran, okulunun da başarılı öğrencileri arasındadır hep. Derslerinde olduğu kadar sosyal faaliyetlerde de hep en önde olan Biran’ı tüm etkinliklerde görmek kimseyi şaşırtmaz. Ailesi ile ilişkileri hep arkadaşça olan Biran, babasının geniş bakış açısı sayesinde özgür bir ortamda yetişir. ‘’Kız evlatlarının çok okuması gerekmez’’ diyen anne Nergis Hanım’ın aksine kızlarını okutmakta kararlı olan baba Hüseyin Musa Bey, onlara hep hoşgörüyle yanaşır. Pazar sabahları tüm ailenin toplandığı ve saatler süren kahvaltı sofralarında babaları ile yaptıkları sohbetleri hiç unutmaz Biran. Tam bir doğa tutkunu olan Biran hafta sonlarını aile büyüklerinin bulunduğu Esentepe ve Larnaka’da geçirir. Denize gitmeyi, doğada piknik yapmayı çok seven Biran ve kızkardeşlerinin en önemli gece eğlenceleri ise baba Hüseyin Musa Bey’in kemanı, Biran’ın gitarı ve piyano ile renklenen aile toplantılarıdır. 60’lı yıllarda Dışişleri Bakanlığı görevlisi olarak çalışan baba Hüseyin Musa Bey’in görevi dolayısıyla sürekli yabancı konuklarla birlikte olan Biran ve kardeşlerinin yabancı dil eğitimi çok küçük yaşta başlar. Anne tarafında geleneksel olarak alınan fransız eğitimi Nergis Hanım’ın kızlarında da öncelikli olur. Küçük yaşlarda Nergis Hanım’ın evde öğrettiği Fransızca ve İngilizce şarkılarla şiirler, bu alandaki ilk adım olur. İlkokulun ardından ablası gibi St. Josef Fransız Okulu’nda eğitime başlayan Biran, 2. yılın sonunda 63 olayları ile birlikte eğitim için Türk Maarif Koleji’ne geçer. Fransızca eğitiminden sonra ingilizce eğitime geçen Biran’ın gönlünde hep fransızca yatar. Orta öğretimini tamamladığı Türk Maarif Koleji yılları Biran için çok önemlidir. Çok iyi anlaştığı çok sevdiği arkadaşlara sahip olduğu bu yıllarda, hem okuldaki başarısı hem de sosyal yönüyle dikkat çeker. Gezmeyi eğlenmeyi seven Biran, tüm sosyal etkinliklerin organizatörüdür. Arkadaşlarıyla birlikte yaptıkları geziler, tavla oynamaya olan düşkünlüğü lise yıllarının güzel anılarıdır. 1978 yılında 16 yaşında Kolej’den mezun olan Biran, eğitimine Fransa’da devam etmeye kararlıdır. 1 yıl önce Fransa’ya eğitime giden ablasının ardından Biran da Fransa’ya gitmek için ailesinin onayını alır. Ancak yaşı 17’den küçük olduğu için babasının yazılı iznini isteyen Fransız Hükümeti, izin verilince Biran’ı kabul eder. Paris’e 100 km uzaklıktaki Tour kentinde olan ablasının yanına giden Biran, Fransua Rabeles üniversitesinin biyoloji bölümüne yazılır. Ancak bir süre sonra biyoloji bölümünü değiştirmeye karar veren Biran, psikoloji bölümüne geçer. İnsanları çok seven Biran, psikolojide daha iyi olacağına inanmaktadır. Sanatçı ve yazarların yaşadığı bir bölge olan Tur kentinin doğasına hayran olan Biran, bu kentte yaşamaktan çok mutludur. Kendini birden bire çok farklı bir ortamda bulan Biran, Tur’u çok sever. Ablası ile kendisini her hafta sonu evlerinde konuk eden Yahudi asıllı Türk aile de Fransa’yı sevmesinde önemli rol oynar Biran’ın. Kültürle yoğrulmuş bu yeni ortama kolayca uyum sağlayan Biran, fakültesine çocukluğundan beri sevdalı olduğu bisiklet ve daha sonra da motorla gidip gelmeye başlar. Bisikleti yaşamından hiç ayırmayan Biran, bisiklet yarışmalarının da vazgeçilmez müdavimi. Üniversite eğitimi boyunca yurtta kalan Biran, arkadaşları ile birlikte fotoğrafçılık ve sinema kulüpleri kurar. Her zaman olduğu gibi üniversitede de bu çalışmaların mimarı Biran Mertan olur. Tam bir sinema aşığı olan Biran, boş zamanlarının çoğunu kültürel etkinliklerle geçirir. Kulüplerine davet ettikleri yönetmenlerle sohbetler düzenlediklerini anlatan Biran Mertan, bu arada fotoğraf sanatına da gönül verir. Eğlenceli ortamların yaşandığı kıyafet balolarının da organizatörü olan Biran’ın Tur’da da çok geniş bir arkadaş çevresi olur. Üniversitede başarılı bir öğrenci portresi çizen Biran, öğretmenlerinin de dikkatini çeker. 1983 yılında psikoloji bölümünden mezun olan Biran Mertan, Fransa’da kalarak eğitimine devam etmeye karar verir. Ancak ailesinin eğitimine destek verebilecek durumda olmaması Biran Hanım’ı yeni kararlar almaya yönlendirir. Tüm zorlukları göze alarak Fransa’da kalmaya karar veren Biran Mertan, kendine bir iş bulur. Tur’dan 100 km ötede Onje kentinde, tercüman olarak iş bulur Biran Hanım. Fransa Çalışma Bakanlığı’na bağlı, yabancı işçiler yardım bürosu adına çalışmaya başlayan Biran Mertan, Fransa’ya yerleşen Türk ailelerin ülkeye uyum sağlaması için önce kadınlara daha sonra da çocuklara çeşitli programlar düzenler. Part time olarak yaptığı bu işin yanında yaz aylarında da hemşire yardımcısı olarak çalışan Biran Hanım, master eğitimini de kendi üniversitesinde yapar. ‘’1. Bilimsel Annem’’ dediği Prof. Bulonje ile kreş ve anaokullarda çocuklar üzerine yaptıkları çalışmalar kariyerindeki ilk adımlar olur Biran Mertan’ın. Çeşitli araştırma çalışmalarına imza atan Biran Mertan, öğretmenlerinin takdirini kazanır. Master eğitiminin ardından Kıbrıs’a dönüp dönmeme arasında bocalayan Biran Hanım, maddi imkansızlıklar da yaşamaktadır. Tam bu günlerde kendisini çağıran Prof. Bulonje, verdiği bir referans mektubu ile Biran’ı Paris’e Uluslararası Fransız Araştırma Merkezi’ne gönderir. Seneris Laboratuvarında, 2. Bilimsel Annem dediği Madam Nadel’in yardımıyla, 1 haftalık bir staj ve hızlı çalışılan bir proje ile ‘’Genç Araştırmacı’’ olarak işe başlar Biran Mertan. Tur kentinin doğal güzelliklerinin ardından Paris’in sisli ve kirli havasını hiç sevmeyen Biran Hanım, Tur’da yaşamaya devam eder. Her gün trenle gidip gelen Biran Mertan, bu arada yüksek lisans üstü diploması için de Sorbon Üniversitesi’ne başvurur. 1 yıllık eğitimin ardından, 30 kişilik sınıftan, doktora yapmaya hak kazanan 7 öğrenci arasında yer alan Biran Mertan, bu başarısını ailesine gururla bildirir. Anne ve babası, eğitimi için yılın tamamını Fransa’da geçiren Biran Hanım’ı bu başarısı üzerine Tur’da ziyaret ederler. Yıllar sonra ailesiyle tekrar biraraya gelen Biran Hanım, 2 güzel hafta yaşar. Ardından yaşayacağı acıyı bilmeden. Bu dönemde, Dışişleri Bakanlığı’ndan genç araştırmacı bursu da kazanan Biran Mertan, geleceğe umutla bakmaktadır. Ailesinin Kıbrıs’a dönüşünün üzerinden 20 gün geçmeden Biran Mertan, çok sevdiği babasının ölüm haberini alır. Apar topar Kıbrıs’a gelen Biran Hanım, bir süre annesinin yanında kaldıktan sonra tekrar Fransa’ya döner. Yaşam devam etmektedir. Paris’in tüm ihtişamına ve gizemine rağmen Biran Mertan, doktora çalışmaları sırasında da 200 km uzaklıktaki Tur’da yaşamayı tercih eder. Her gün kilometrelerce yolu göze alan Biran Hanım, bu arada sosyal alandaki aktivitelerine de devam eder. Çeşitli toplumsal dernekler yanında bu dönemde kadın hakları konusunda çalışmalar yapan, Üniversiteli Kadınlar Derneği’nde de üye olarak görev alır Biran Mertan. Kadın mücadelesinin dünyanın her yanında aynı olduğuna şahit olan Biran Hanım, doktora tezini alırken, dernekteki tüm arkadaşları kendisine kadınca desteklerini göstermek için yanındadırlar. Biran Mertan, Sorbon Üniversitesinde tamamladığı ve Gelişim Psikolojisine yeni bir yöntem kazandırdığı doktora tezini High Honour derecesi ile verir ve 1990 Ekiminde Kıbrıs’a döner. Ülkesine hizmet heyecanıyla Kıbrıs’a dönen Biran Hanım, tam 1 yıl işsiz kalır. Bu zaman zarfında umudunu hiç kaybetmeyen Biran Mertan, ülkesinde ve ailesi ile olmaktan mutludur. 1991 yılında Yakın Doğu Üniversitesi’nde çalışmaya başlayan Biran Hanım, Psikoloji Bölümü’nün kurucusu olur. Bu arada, toplumsal yaşamda kadının daha iyi bir noktaya ulaşması için örgütlenmek gerektiğine inanan arkadaşları ile birlikte hareket eden Biran Mertan, Paris’te üyesi olduğu Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin Kıbrıs’ta da kurulmasına öncülük eder. 2 dönem boyunca derneğin genel sekreterliğini yürüten Biran Mertan, dernek tüzüğü için çalışma yaparak merkezi İsviçre’de bulunan dernekle yazışmaları yürütür. Üniversiteli Kadınlar Derneği’nde Kuzey Kıbrıs’ta ilk kez kadınlararası bir bisiklet yarışması düzenlenmesini organize eden Biran Hanım, yaşamının vazgeçilmezleri arasında olan bisikleti herkese sevdirmeyi amaçlar. 12 yıl yaşadığı Fransa’dan sonra ülkesine dönüş yapan Biran Mertan, toplumsal değerlerde yaşanan değişikliklerin, aile içi ilişkileri çok fazla etkilemediğini gözlemler. Bir Davranış Bilimcisi olarak toplumu gözlemlemeyi seven Biran Hanım, Kıbrıs Türk kadınının eğitim seviyesinin iyi bir düzeyde olduğunu ancak sosyal yaşamda kadının hak ettiği noktada olduğuna inanmadığını vurguluyor. 1993 yılında Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Öğrenim Kurulu’ndan doçentlik ünvanına hak kazanan Biran Hanım, akademik kariyerinde önemli bir noktaya ulaşır. 6 yıl boyunca Yakın Doğu Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanlığı’nı yürüten Doç. Dr. Biran Mertan, 1997 yılında Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne geçer. Kariyerinin en üst noktalarında transfer olduğu DAÜ’de, Yönetim Kurulu kararı ile Psikolojik Danışmanlık Rehberlik ve Araştırma Merkezi’ni kurar. Şubat 1998’de hizmet vermeye başlayan Merkezin halen başkanlığını yürütmekte olan Biran Hanım, böyle bir merkezin Kuzey Kıbrıs’ta ilk kez DAÜ’de kurulduğunu anlatıyor. Üniversiteye yeni bir ortama gelen gençlere hem danışmanlık hem de yaşadıkları sorunlarda yardımcı olmayı hedefledikleri çalışmalarda başarıya ulaştıklarını anlatan Biran Mertan, çağdaş ülkelerde bu tür merkezlerin çok yaygın olduğunu ifade ediyor. Doç. Dr. Biran Mertan, PDRAM’da danışmanlık, rehberlik ve çeşitli araştırma projelerini yürüttüklerini belirterek, üniversite öğrencileri ve çalışanları ile sınırlı olan çalışma gruplarında, günlük sorunların, sorun haline gelmeden bunlarla başetmek için ipuçları vermeye çalıştıklarını vurguluyor. Randevu yöntemiyle çalıştıklarını anlatan Biran Hanım, gizlilik ilkesi ile çalıştıklarını ve güvenilirliklerini çeşitli programlarla da desteklediklerini ifade ediyor. Öğrencilere sundukları hizmetleri orientasyon programları ile velilere de tanıttıklarını belirten Biran Mertan, üniversite içinde düzenledikleri çeşitli hizmetiçi programlarla da farklı birimlerle çalıştıklarını anlatıyor. 1997 yılından bu yana, PDRAM’ın başkanlığını yürüten Biran Mertan, aynı zamanda DAÜ’nün Fen-Edebiyat Fakültesi’nde psikoloji derslerine de giriyor. Geçtiğimiz dönemlerde 2 yıl boyunca üniversitenin Kadın raştırmaları Merkezi Başkanlığı’nı da yürüten Biran Hanım, şimdilerde PDRAM ile fakülte arasında mekik dokuyor. Merkezdeki göreviyle, öğretmenliğin çok farklı iki alan olduğunu vurgulayan Biran Hanım, iki sahanın birbirinden tamamen ayrı olduğunu ifade ediyor. Fakültedeki derslerinde öğrencilerini en iyi şekilde yetiştirmeye çalışan Biran Hoca, öğrencileriyle çok güzel diyaloglar kurmayı başarmış bir öğretmen. Tüm bu yoğunluk içerisinde Biran Mertan’ı toplumun sosyal yaşamında güzel bir renk olan Fransız Kültür Derneği ile gönüllülük ilkesini önde tutarak hizmet vermeye çalıştığı Özel Eğitim Derneği’nde, SOS Çocuk Köyü’nde ve psikoloji alanında yaptığı çeşitli çalışmaların içinde görüyoruz. 2 dönemdir Fransız Kültür Derneği’nin Başkanlığı’nı yürüten Biran Mertan, Fransız dilini ve kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla yaptıkları çalışmalarda toplumsal açıdan maksimum faydayı elde etmeye uğraştıklarını anlatıyor. Özel Eğitime Muhtaç Çocuklarla ailelerinin örgütlendiği Özel Eğitim Derneği yararına çeşitli çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Biran Hanım, SOS Çocuk Köyü’nde de danışmanlık hizmeti veriyor. Çocuklarla çalışmaktan sonsuz keyif aldığını vurgulayan Doç. Dr. Biran Mertan, psikolojik alandaki çalışmalarında da her zaman çocuklarla çalışmayı tercih ettiğini vurguluyor. Anne-bebek ilişkileri üzerine Türkiye’deki meslektaşları ile birlikte yürüttüğü bir çalışma içerisinde olduğunu anlatan Biran Mertan, bu araştırma ile bir Davranış Bilimcisi olarak evrenselliğe bir katkı koymayı hedeflediğini ifade ediyor. Bir Gelişim Psikoloğu olarak 0-3 yaş arası çocuklarla gerçekleştirdiği çalışmalarını gençlerle tamamladığını belirten Biran Mertan, çalışmalarının sonuçlarını aileler ile paylaştığını da vurguluyor. Öğrencilik yıllarından itibaren başarılı çalışmalara imza atan Biran Hanım, çeşitli sempozyumlar ve konferansların da davetlisi olmuş her zaman. Özellikle ülkemizde gerçekleştirdiği çalışmaları Batı’ya sunmaya çalışan Biran Mertan, evrenselliğin temsilcisi durumunda. Boş zaman kavramına inanmayan bunu da en güzel şekilde gösteren insanlardan olan Biran Mertan, yine de kendine ayırabildiği anlarda, para, pul ve kartpostal kolleksiyonu yapmaktan, bahçe ile uğraşmaktan, bisikleti ile gezmekten ve fotoğraf çekmekten zevk alıyor. Ailesine zaman ayırmaya çalışan Biran Hanım, sevdikleriyle birlikte eğlenmekten, pikniğe gitmekten ve doğa yürüyüşleri yapmaktan asla vazgeçmiyor. Hayatının her döneminde varolan hayvan sevgisini de dile getiren Biran Mertan, şimdilerde güzel köpeklere sahip. Geleceğe dair planlarına bakıldığında sadece mesleği ile ilgili projelerin varolduğunu gördüğümüz Biran Mertan, mesleki açıdan son dönemlerde en çok önem verdiği çalışmalardan birinin de Kıbrıs Türk Psikologlar Odası Yasa çalışması olduğunu vurguluyor. Yaşamının 2 boyutu olduğunu anlatan, Doç. Dr. Biran Mertan, akademik statüsü ile gönüllü dernek çalışmalarının yaşamı için vazgeçilmez olduğunun altını çiziyor. Disiplinli ve planlı bir kişiliğe sahip olan Biran Mertan, Kıbrıs Türk kadınını evrensel boyuta taşımayı başarmış bir bilim insanı. Çalışmaları ile Kıbrıs Türk psikoloji bilimi ile birlikte Batı dünyasına, bu alanda katkı koyan isimler arasında yer alan Doç. Dr. Biran Mertan, kadının ve bilimin en başarılı temsilcilerinden.
Web adresi henüz eklenmemiş. Eklemek için düzenle simgesine tıklayınız.
Operatör:
Zeynep Pakize Semiz
Güncelleyen:
Zeynep Pakize Semiz
Gönder
Daha fazla yorum getir
Eserler yükleniyor...
Bu yazarın atıf listesi henüz oluşmamıştır. Yazarların atıf listeleri, atıf yapan eserlerin kaynakçaları girildikçe kendiliğinden oluşmaktadır.
×
Değişiklikler